En İyi Hint Filmleri

En İyi Hint Filmleri

Hint sineması, yalnızca Bollywood’dan ibaret olmayan; dramdan komediye, aksiyondan romantizme uzanan geniş bir yelpazede, izleyicisini hem eğlendiren hem de derinlemesine düşündüren yapımlarla dünya sinemasında kendine sağlam bir yer edinmiştir. Milyonlarca kişinin kalbine dokunan hikâyeler, unutulmaz müzikler ve etkileyici oyunculuklarla Hint filmleri, sadece birer eğlence aracı değil, aynı zamanda kültürel bir anlatım biçimidir. En iyi hint filmlerini listelersek 3 Idiots, Dangal, Bajrangi Bhaijaan, Baahubali 2: The Conclusion, PK , Gully Boy, Jawan , Taare Zameen Par bu listenin başında olacaktır. En çok gişeyi ve beğeniyi bu filmler sağlamıştır. Bu yazıda, Hint sinemasının en çarpıcı örneklerini bir araya getiriyor; hem sinema tutkunları hem de yeni başlayanlar için izlenmesi gereken en iyi Hint filmlerini inceliyoruz.

3 Idiots (2009) – Eğitim sistemine dair sıra dışı bir başkaldırı

3 Idiots, Hindistan’ın en prestijli mühendislik üniversitelerinden birinde geçen, hem güldüren hem düşündüren bir dostluk ve sistem eleştirisi hikâyesidir. Rajkumar Hirani'nin yönetmenliğini yaptığı ve başrollerinde Aamir Khan, R. Madhavan, Sharman Joshi ve Kareena Kapoor’un yer aldığı film, Hint sinemasının en çok izlenen ve sevilen yapımları arasında yer alır.

Hikâye, Rancho (Aamir Khan), Farhan (R. Madhavan) ve Raju (Sharman Joshi) adında üç üniversite öğrencisinin etrafında şekillenir. Rancho, öğrenmeye tutkuyla bağlı, sorgulayan ve kalıpların dışına çıkan sıra dışı bir öğrencidir. Onun farklı bakış açısı, sadece arkadaşlarını değil, katı kurallarıyla tanınan rektör Viru Sahastrabuddhe’yi (Boman Irani) ve eğitim sisteminin ezberci yapısını da derinden etkiler.

Film, bir yandan bu üç arkadaşın üniversite yıllarındaki komik ve duygusal anılarını işlerken, diğer yandan yıllar sonra Rancho’yu bulmak için çıktıkları yolculukla geçmişe ışık tutar. 3 Idiots, gençlerin üzerindeki baskıyı, aile beklentilerini, kariyer seçimlerini ve gerçek başarının ne olduğunu sorgulayan çok katmanlı bir anlatıya sahiptir.

Eğitim sistemini mizah ve drama dengesiyle eleştiren film, aynı zamanda “All is well” (Her şey yolunda) gibi hafızalara kazınan replikleri ve ilham veren mesajlarıyla uzun süre etkisini sürdürmüştür.

Dangal (2016) – Güreş minderi üzerinde yazılan bir baba-kız destanı

Dangal, Hindistan’da gerçek hayatta yaşamış olan Mahavir Singh Phogat ve onun güreşçi kızları Geeta ile Babita’nın etkileyici hikâyesini anlatan, biyografik spor-dram türünde bir filmdir. Yönetmenliğini Nitesh Tiwari'nin yaptığı filmde başrolde Aamir Khan yer alır. Film, yalnızca bir başarı hikâyesi değil; aynı zamanda toplumsal cinsiyet rolleri, azim, fedakârlık ve aile bağları üzerine de güçlü mesajlar sunar.

Film, eski bir millî güreşçi olan Mahavir Singh Phogat’ın erkek çocuğu olmamasına rağmen güreşçi olma hayalini kızlarıyla gerçekleştirmeye karar vermesiyle başlar. Kırsal Hindistan’da, kız çocuklarının sporla ilgilenmesinin hoş karşılanmadığı bir ortamda, Mahavir kızlarını sert ama sevgi dolu bir disiplinle çalıştırır. Geeta ve Babita, babalarının inancı ve kendi kararlılıklarıyla Hindistan’ın ilk kadın şampiyon güreşçileri olma yolunda büyük engelleri aşar.

Dangal, yalnızca bir sporcunun değil, aynı zamanda bir babanın dönüşüm hikâyesidir. Film, Mahavir’in başlangıçta sert ve baskıcı gibi görünen yöntemlerinin, zamanla çocuklarının içsel gücünü keşfetmesine nasıl vesile olduğunu gösterir. Özellikle Geeta’nın uluslararası arenada elde ettiği başarılar, filmin zirve noktalarından biridir.

Gerçek olaylardan ilham alan Dangal, sadece Hindistan’da değil, dünya genelinde büyük beğeni kazanmış; ilham verici diyalogları, etkileyici performansları ve güçlü kadın karakterleriyle izleyicinin kalbine dokunmuştur.

Bajrangi Bhaijaan (2015) – Sevgi, inanç ve insanlık üzerine dokunaklı bir yolculuk

Bajrangi Bhaijaan, dini, dili ve sınırları aşan evrensel bir sevgi ve insanlık hikâyesidir. Kabir Khan’ın yönetmenliğini yaptığı filmde, başrolde Salman Khan yer alırken; Harshaali Malhotra, Kareena Kapoor Khan ve Nawazuddin Siddiqui de dikkat çeken performanslar sergiler. Film, hem dramatik yapısı hem de duygusal yoğunluğuyla izleyenleri derinden etkileyen bir başyapıttır.

Hikâye, konuşamayan küçük bir Pakistanlı kız çocuğu olan Shahida'nın, Hindistan’da annesinden ayrı düşmesiyle başlar. Kız çocuğu, kaderin bir cilvesiyle iyi niyetli, dindar ve saf bir adam olan Pawan (nam-ı diğer Bajrangi) ile karşılaşır. Bajrangi, Shahida’yı ailesine geri götürmek için elinden geleni yapmaya karar verir. Ancak bu görev, onu zorlu bir yolculuğa, hatta Hindistan’dan gizlice Pakistan’a geçmesine kadar sürükler.

Film boyunca Bajrangi’nin dürüstlüğü, insan sevgisi ve inancı sınanır. O, tüm zorluklara rağmen küçük kıza zarar vermek bir yana, onun sesini dünyaya duyurmaya çalışan, önyargılara meydan okuyan bir kahramana dönüşür.

Bajrangi Bhaijaan, sadece bir yol hikâyesi değil; aynı zamanda insanlığın ortak değerlerini vurgulayan güçlü bir anlatıdır. Filmin verdiği mesaj açıktır: Sevgi, sınır tanımaz. Dini, dili, ırkı ne olursa olsun; bir çocuğun güvenli bir şekilde ailesine kavuşması için gösterilen çaba, gerçek insanlığın tanımıdır.

Film, dokunaklı sahneleri, Shahida'nın masumiyeti ve Bajrangi’nin içtenliğiyle, Hint sinemasının en unutulmaz yapımları arasında yer almıştır.

PK (2014) – İnanç, merak ve insan olmanın anlamı üzerine sıra dışı bir yolculuk

PK, geleneksel din anlayışına ve toplumsal tabulara mizahi ama derinlikli bir bakış getiren, Hint sinemasının en özgün yapımlarından biridir. Yönetmenliğini Rajkumar Hirani’nin yaptığı filmde başrolde Aamir Khan yer alırken, Anushka Sharma, Boman Irani ve Saurabh Shukla gibi önemli isimler de kadroda yer alır.

Hikâyenin merkezinde, başka bir gezegenden gelen ve dünyaya ilk kez ayak basan bir uzaylı olan PK (Aamir Khan) vardır. Rajasthan’a iniş yaptıktan hemen sonra iletişim cihazı çalınan PK, gezegenine geri dönemeyecek hâle gelir. Bu cihazı ararken, insanların hayatını yönlendiren "Tanrı" kavramını sorgulamaya başlar. Ancak kısa sürede fark eder ki, dünyadaki insanlar birçok farklı Tanrı’ya inanmakta ve bu inançlar üzerinden yönlendirilmektedir.

PK’nin saf merakı, cesur soruları ve farklı bakış açısı; insanları rahatsız eden, düşündüren ve kimi zaman güldüren bir aynaya dönüşür. Dini liderlerin, batıl inançların ve din sömürüsünün sorgulandığı filmde; PK’nin “doğru numarayı mı arıyorum, yoksa sahte Tanrıların peşinden mi gidiyorum?” sorusu, filmin temel felsefesini oluşturur.

PK’nin gazeteci Jaggu (Anushka Sharma) ile kurduğu dostluk, aşk ve empati üzerinden gelişirken; film, insanlığın ortak değerlerine vurgu yapar: sevgi, anlayış, özgürlük ve dürüstlük.

PK, yalnızca Hindistan’da değil, dünya genelinde büyük ses getirmiş; hem cesur mesajı hem de Aamir Khan’ın sıra dışı performansıyla izleyicilerin hafızasına kazınmıştır. Mizahın ve eleştirinin ustaca harmanlandığı bu film, sorgulamanın ve düşünmenin önemine güçlü bir sinema diliyle dikkat çeker.

Gully Boy (2019) – Sokaklardan yükselen bir hayalin ritmi

Gully Boy, Hindistan’ın kalabalık sokaklarında büyüyen bir gencin müzikle özgürleşme ve kendini bulma hikâyesini anlatan çarpıcı bir dramdır. Yönetmenliğini Zoya Akhtar’ın üstlendiği film, başrollerde Ranveer Singh ve Alia Bhatt’ın etkileyici performanslarıyla dikkat çeker. Film, Hint rap müziğinin öncülerinden DIVINE ve Naezy’nin gerçek hikâyelerinden esinlenmiştir.

Hikâye, Mumbai’nin yoksul mahallelerinden birinde yaşayan Murad Ahmed’in (Ranveer Singh) çevresi ve ailesiyle çatışan iç dünyasını, bastırılmış hayallerini ve kendini rap müziğiyle ifade edişini konu alır. Hayatın zor şartlarıyla mücadele eden Murad, bir gün yeraltı rap dünyasıyla tanışır ve yeteneği fark edilmeye başlar. Müziğini, yaşadığı adaletsizlikleri ve duygularını dile getirmenin bir aracı olarak kullanmaya başlar.

Film boyunca Murad’ın içsel dönüşümünü, sınıf farklarının yarattığı engelleri aşma çabasını ve “Apna Time Aayega” (Benim zamanım gelecek) sloganıyla özdeşleşen özgürlük arayışını izleriz. Alia Bhatt’ın canlandırdığı Safeena karakteri ise Murad’ın hem destekçisi hem de hayatındaki en tutkulu figürlerden biridir.

Gully Boy, Hindistan’daki sosyal eşitsizliklere, gençliğin umutlarına ve şehir yaşamının gerçek yüzüne ayna tutarken; aynı zamanda evrensel bir hikâye sunar: İçinden geldiği koşullara rağmen sesini duyurmak isteyen bir gencin mücadelesi. Film, 2019’da Berlin Film Festivali’nde büyük beğeni toplamış, Hindistan’ın Oscar adayı olarak seçilmiş ve geniş yankı uyandırmıştır.

Jawan (2023) – Adaletin peşinde bir adam, sistemle yüzleşen bir halk kahramanı

Jawan, Bollywood’un süperstarı Shah Rukh Khan’ın aksiyon dolu dönüşünü simgeleyen, yoğun duygusal katmanlara ve politik mesajlara sahip bir aksiyon-gerilim filmidir. Yönetmenliğini Atlee’nin üstlendiği bu yapım, Hindistan’da büyük ses getirmiş ve gişe rekorları kırarak adından uzun süre söz ettirmiştir. Film, hem görsel anlamda büyük prodüksiyonu hem de toplumsal mesajlarıyla dikkat çeker.

Shah Rukh Khan, filmde çift karakterle karşımıza çıkar: Bir yanda geçmişi sırlarla dolu, karanlık bir geçmişe sahip Azad; diğer yanda onun intikam ve adalet mücadelesini sürdüren babası Vikram Rathore. Bu iki karakterin iç içe geçmiş hayatları, seyirciye sürükleyici bir anlatıyla sunulur. Azad, yozlaşmış politikacılara, adaletsizliğe ve sistemin çürümüş düzenine karşı savaş açan, halkın kahramanına dönüşen bir figürdür.

Film, Hindistan'daki sağlık, eğitim, tarım gibi temel sorunlara dikkat çekerken; yozlaşmış yöneticiler, rantçı politikacılar ve devletin ihmal ettiği halk arasındaki uçurumu sert ama etkileyici bir şekilde gözler önüne serer. Jawan, yalnızca bir aksiyon filmi değil; aynı zamanda sosyal adalet ve vatandaş bilinci üzerine güçlü bir çağrıdır.

Aksiyon sahneleri, kadınlardan oluşan güçlü destek ekibi, etkileyici diyaloglar ve sürprizlerle dolu kurgusuyla Jawan, Shah Rukh Khan’ın kariyerinde yeni bir dönüm noktası olarak görülür. Film aynı zamanda müzikleri, estetik sahneleri ve sosyal medya etkisiyle de geniş kitlelere ulaşmıştır.

Taare Zameen Par (2007) – Her çocuk özeldir

Taare Zameen Par, çocukların iç dünyasını, farklılıklarını ve potansiyellerini gözler önüne seren, duygusal derinliği yüksek ve toplumsal mesajlarla örülü bir başyapıttır. Aamir Khan’ın hem başrolünü üstlendiği hem de yönetmenliğini yaptığı bu film, Hint sinemasında özel eğitime, çocuk psikolojisine ve ebeveynlik anlayışına dair önemli bir dönüm noktası olmuştur.

Film, okuldaki başarısızlığı ve "yaramazlığı" nedeniyle ailesi tarafından sorunlu bir çocuk olarak görülen 8 yaşındaki Ishaan Awasthi’nin hikâyesini anlatır. Ancak Ishaan’ın asıl sorunu tembellik değil, disleksi (öğrenme güçlüğü) adı verilen özel bir durumdur. Ne yazık ki ailesi ve öğretmenleri bu durumu anlamakta geç kalır, hatta onu yatılı okula göndererek daha fazla baskıya maruz bırakırlar.

İşte bu noktada devreye, sanata ve çocuklara tutkuyla bağlı bir resim öğretmeni olan Ram Shankar Nikumbh (Aamir Khan) girer. Nikumbh, Ishaan’ın içindeki yaratıcı dünyayı keşfeder ve onun sadece “farklı bir şekilde” öğrendiğini anlar. Sabır, empati ve sevgiyle Ishaan’ın yeniden hayata tutunmasına yardım eder.

Taare Zameen Par, sadece disleksi gibi özel öğrenme durumlarına değil; aynı zamanda baskıcı eğitim sistemine, toplumsal başarı algısına ve çocukların bireyselliğine de dikkat çeker. Film, “Her çocuk parlayan bir yıldızdır” mesajıyla hem çocukları hem de yetişkinleri derinden etkileyen, gözyaşları ve ilhamla izlenen bir yapım olarak hafızalara kazınmıştır.

Gangs of Wasseypur (2012) – İntikam, güç ve suçla örülü epik bir gangster destanı

Gangs of Wasseypur, Hindistan sinemasının en sert, en gerçekçi ve en stilize suç filmlerinden biri olarak kabul edilir. Anurag Kashyap’ın yönetmenliğinde çekilen ve iki bölüm hâlinde sunulan bu film, Hindistan'ın Bihar (günümüzde Jharkhand) eyaletine bağlı Wasseypur kasabasında geçen, onlarca yıla yayılan bir kan davasını ve suç hanedanlığını konu alır. Film, gerçek olaylardan ilham alır ve Hindistan’ın mafya tarihine sinematik bir pencere açar.

Hikâye, Sultana Daku adlı efsanevi bir hayduttan başlayarak; kömür madenlerinin millileştirilmesi, çeteler arası rekabet, siyasi yozlaşma ve aile içi entrikalar ekseninde gelişen devasa bir anlatıya dönüşür. Üç nesli kapsayan bu hikâyenin merkezinde ise Sardar Khan, onun oğulları ve rakip ailelerle yaşadığı bitmeyen hesaplaşmalar vardır.

Her karakterin kendi tarzında karanlık, çarpıcı ve hatırlanabilir olduğu film; silahlar, ihanetler, sert diyaloglar ve çarpıcı şiddet sahneleriyle dikkat çeker. Ancak Gangs of Wasseypur, sadece bir gangster filmi değil; aynı zamanda Hindistan’ın sosyo-politik dönüşümünü, sınıf çatışmalarını, yerel kültürü ve mafya düzeninin nasıl kökleştiğini de gözler önüne serer.

Richa Chadha, Nawazuddin Siddiqui, Manoj Bajpayee ve Pankaj Tripathi gibi oyuncular, kariyerlerinin dönüm noktalarından birini bu filmle yaşarken, özgün müzikleri, doğal diyalogları ve epik yapısıyla Gangs of Wasseypur, kült film statüsüne yükselmiştir.

Life of Pi (2012) – İnanç, hayal gücü ve hayatta kalma üzerine görsel bir başyapıt

Life of Pi, hayatta kalmanın ötesinde, inançla, hayal gücüyle ve insan ruhunun derinlikleriyle şekillenen şiirsel bir sinema deneyimidir. Yann Martel’in çok satan romanından uyarlanan ve usta yönetmen Ang Lee tarafından sinemaya aktarılan film; hem görsel efektleri hem de felsefi derinliğiyle modern sinema tarihinde özel bir yere sahiptir.

Hikâye, Hindistan’da bir hayvanat bahçesi işleten ailenin oğlu olan Pi Patel’in hayatını konu alır. Ailesiyle birlikte Kanada’ya gitmek üzere bindiği gemi, Pasifik Okyanusu’nda batar. Felaketin ardından Pi, bir cankurtaran sandalında Bengal kaplanı Richard Parker ile birlikte hayatta kalır. Film, bu sıra dışı yolculuk boyunca Pi’nin hayatta kalma mücadelesini, doğayla, açlıkla, korkuyla ve en önemlisi kendisiyle yüzleşmesini anlatır.

Ancak Life of Pi, sadece fiziksel bir hayatta kalma hikâyesi değildir. Aynı zamanda Tanrı’ya, inanca ve gerçekliğin doğasına dair bir sorgulamadır. Film boyunca anlatının gerçeğe mi, hayal gücüne mi dayandığı belirsiz kalır – ve bu da izleyiciyi “hangi hikâyeye inanmak istersin?” sorusuyla baş başa bırakır.

Film, sinematografisiyle adeta bir görsel tablo gibidir; okyanusun sonsuzluğu, yıldızlarla dolu geceler, hayali adalar ve mistik atmosfer izleyiciyi büyüler. 2013 Oscar Ödülleri'nde En İyi Yönetmen dâhil 4 dalda ödül kazanan Life of Pi, iz bırakan replikleri, güçlü metaforları ve duygusal anlatımıyla zamansız bir yapıttır.

12th Fail (2023) – Başarısızlıktan başarıya uzanan gerçek bir direniş öyküsü

12th Fail, Hindistan’da on milyonlarca öğrencinin hayalini kurduğu kamu hizmeti sınavlarına (UPSC) hazırlanan gençlerin dünyasına ışık tutan, ilham verici ve derinlikli bir biyografik dram filmidir. Yönetmenliğini Vidhu Vinod Chopra’nın üstlendiği film, gerçek bir hayat hikâyesine dayanır ve Manoj Kumar Sharma adlı bir gencin "başarısızlıkla damgalanan" bir öğrenciden, Hint polis teşkilatında üst düzey bir memura dönüşümünü anlatır.

Filmin baş kahramanı Manoj, Madhya Pradesh’in kırsalında, büyük ekonomik ve sosyal zorluklarla büyüyen bir gençtir. 12. sınıfı (lise son sınıf) geçememesi nedeniyle hem ailesi hem de çevresi tarafından küçümsenmesine rağmen, içinde taşıdığı inanç ve kararlılıkla kendisine yepyeni bir yol çizer. Delhi’ye taşınır, gece bekçiliği yaparak geçimini sağlar ve bir yandan da Hindistan’ın en zor sınavı olan UPSC’ye hazırlanır.

Film, sadece bireysel azmi ve başarıyı değil; aynı zamanda Hindistan’daki eğitim sisteminin adaletsizliklerini, sosyal sınıf farklarını ve kırsal kesimdeki gençlerin yaşadığı zorlukları da çarpıcı bir şekilde gözler önüne serer. 12th Fail, "notların değil, niyetin önemli olduğunu" vurgulayan güçlü bir mesaj verir.

Vikrant Massey’nin başrolde sergilediği etkileyici performans, sade anlatımı, gerçekçi mekân kullanımı ve umut dolu tonu ile film, 2023’ün en çok konuşulan ve en çok ilham veren Hint filmlerinden biri olmuştur. Sadece bir başarı hikâyesi değil; aynı zamanda insan iradesinin ve değişim gücünün sinemadaki en sade ama en etkileyici yansımalarından biridir.

Benzer Haberler
Rastgele Oku